Mustafa Kemal Emirel ve Yiğit Özatalay’ı birbirine bağlayan hem derin bir dostluk, hem de on beş yılı aşkın müzikal bir yolculuk…
Bu yolculuğun ürünü olan Yürüyen Merdiven, kendi bestelerini çalan bir davul-piyano ikilisi olarak 2014 yılında dünyaya geldi. 2016’da Çınar, Güneş ve Bir Deli, 2018’de Yok mu, Var albümlerini yayınladı. Mekanik bir yürüyen merdiven değil, iki bacaklı bir organizma bu grup; ayakta durabilmesi ve dans edebilmesi ikili bir dengeye ve onun müzikal birlikteliğine bağlı. Davulun melodik kişiliğiyle piyanoya, piyanonun ise perküsif kişiliğiyle davula yaklaşmasıyla oluşan bir denge…
Albümlerinde Yürüyen Merdiven’e Tülay Günal, Genco Erkal, Ülkü Aybala Sunat, Tolga Bilgin, Angelika Niescier, Güç Başar Gülle, Kristian Lind, Çağdaş Engin, Luca Avanzi, Eloisa Manera, Deniz Doğangün, Meriç Dönük, Hans Andersson, Nebi Birgi, Ezgi Erol ve Volkan Topakoğlu eşlik ediyor.
What binds Mustafa Kemal Emirel and Yiğit Özatalay is a deep friendship accompanied by a musical journey of fifteen years…
The product of this journey, Yürüyen Merdiven, was born in 2014 as a drums & piano duo which plays his own compositions and published two albums named Çınar, Güneş ve Bir Deli (2016) and Yok mu, Var (2018). Yürüyen Merdiven (which literally means “walking ladder” in Turkish, but used commonly for “escalator”) does not have the mechanical meaning at all; it’s an organism with two legs. It needs the balanced musical togetherness of a duo, in order to stand and dance. A balance which generates from the intersection between the melodic character of the drums and the percussive character of the piano…
In their albums Yürüyen Merdiven is accompanied by Tülay Günal, Genco Erkal, Ülkü Aybala Sunat, Tolga Bilgin, Angelika Niescier, Güç Başar Gülle, Kristian Lind, Çağdaş Engin, Luca Avanzi, Eloisa Manera, Deniz Doğangün, Meriç Dönük, Hans Andersson, Nebi Birgi, Ezgi Erol and Volkan Topakoğlu.